5 Mart 2017 Pazar

Ardımda Kalanlar,Kitabının Tanıtımı

  Hiç yorum yok


Kitapta iki ana karater vardır.Biri 1930 lu yıllarda yaşayan Clara diğeri ise 1990 lı yıllarda yaşayan Lizz.Ama ikisinin hayatı bir şekilde kesişir.Clara; çok zengin ve ünlü bir anne-babanın evladıdır.Tek suçu ailesinin onaylamadığı bir adama Bruno'ya aşık olup anne-babasına baş kaldırmasıdır.Bunun sonucunda ailesi tarafından akıl hastanesine kapatılmıştır.Doktorlara hasta olmadığını kanıtlayıp sevdiği adama kavuşmanın umuduyla yaşayan Clara,Bruno'ya ulaşmak için bir sürü mektup yazmıştır.Fakat hiç biri postalanmamıştır.Yaşadıkları yetmiyormuş gibi birde o ortamda hamileliği için savaş vermesi gerekmiştir. Clara'nın akıl hastanesinde çektiklerini anlatacak kelime bulamıyorum!Kitaptaki diğer karakterimiz Lizz;ufak yaşlardayken bir canavarın ona zarar vermeye çalıştığını düşünüp,bir çok defa gece yarısı soluğu anne-babasının odasında almaktadır.Bir sabah anne-babasının odasına gittiğinde annesinin babasını öldürdüğünü görür.Annesi cezaevinde ,akıl hastanesinde yatar.Lizz onu görmeye bir kez bile gitmez.Babasını öldürdüğü için annesine kızgındır ve onu yok sayar.Bir çok kez evlat edinilen Lizz,en son gittiği yerde üvey ailesini çok sever.Üvey ailesi bir müze çalışması için artık kullanılmayan eski akıl hastanesinde araştırma yapmaktadır.Lizz de onlara yardımcı olmak için okuldan sonra onlarla beraber çalışır.Hastalara ait eşyalara bakılırken Lizz, Clara'ya ait sandıkta mektuplar,fotoğraf ve günlük bulur.Okudukları karşısında şoka girer.Ve Clara'ya ne olduğunu bulmaya çalışır.Bir gün Lizz'in annesinden kötü haber gelir.Lizz yıllardır annesinin yolladığı mektupları sonunda okumaya karar verir.Böylece annesinin neden katil olduğunu öğrenir.Hayatının şokunu yaşar. Elimden bırakamadan okuduğum nadir kitaplardandı.Okurken yüreğimin sıkıştığı,içimin parçalandığı doğrudur.Akıl hastanesinde insanlara yapılan tedavi adı altındaki işkenceleri okumak berbattı.Ailelerin yada eşlerin bir lafıyla herhangi bir sebeple insanları kolayca akıl hastanelerine kapatılabilmeleri korkuç!Ve bunun gerçek olduğunu okumaksa tüyler ürpertici."Bu nasıl anne babalıktır! 😡 Bu nasıl doktorluktur!" demeden edemiyor insan.Kitabın etkisinden uzun süre kurtulamayacağım kesin 🙁Özellikle kitabın sonundaki yazarın röportajı beni iyice sarstı.  Kitaptan alıntılar; 🔸İnsanlar çocuklarının hayatını mahvedecekse onları doğurmasalar daha iyi değil miydi? 🔸Dostuna yakın ol ama düşmanına daha yakın ol! 🔸Akıl hastanesiyle hapishane arasındaki tek fark gözetleme kulesiyle metal çitlerin üstünde kıvrılan dikenli tellerdi.

Kitapta iki ana karater vardır.Biri 1930 lu yıllarda yaşayan Clara diğeri ise 1990 lı yıllarda yaşayan Lizz.Ama ikisinin hayatı bir şekilde kesişir.Clara; çok zengin ve ünlü bir anne-babanın evladıdır.Tek suçu ailesinin onaylamadığı bir adama Bruno'ya aşık olup anne-babasına baş kaldırmasıdır.Bunun sonucunda ailesi tarafından akıl hastanesine kapatılmıştır.Doktorlara hasta olmadığını kanıtlayıp sevdiği adama kavuşmanın umuduyla yaşayan Clara,Bruno'ya ulaşmak için bir sürü mektup yazmıştır.Fakat hiç biri postalanmamıştır.Yaşadıkları yetmiyormuş gibi birde o ortamda hamileliği için savaş vermesi gerekmiştir. Clara'nın akıl hastanesinde çektiklerini anlatacak kelime bulamıyorum!Kitaptaki diğer karakterimiz Lizz;ufak yaşlardayken bir canavarın ona zarar vermeye çalıştığını düşünüp,bir çok defa gece yarısı soluğu anne-babasının odasında almaktadır.Bir sabah anne-babasının odasına gittiğinde annesinin babasını öldürdüğünü görür.Annesi cezaevinde ,akıl hastanesinde yatar.Lizz onu görmeye bir kez bile gitmez.Babasını öldürdüğü için annesine kızgındır ve onu yok sayar.Bir çok kez evlat edinilen Lizz,en son gittiği yerde üvey ailesini çok sever.Üvey ailesi bir müze çalışması için artık kullanılmayan eski akıl hastanesinde araştırma yapmaktadır.Lizz de onlara yardımcı olmak için okuldan sonra onlarla beraber çalışır.Hastalara ait eşyalara bakılırken Lizz, Clara'ya ait sandıkta mektuplar,fotoğraf ve günlük bulur.Okudukları karşısında şoka girer.Ve Clara'ya ne olduğunu bulmaya çalışır.Bir gün Lizz'in annesinden kötü haber gelir.Lizz yıllardır annesinin yolladığı mektupları sonunda okumaya karar verir.Böylece annesinin neden katil olduğunu öğrenir.Hayatının şokunu yaşar.
Elimden bırakamadan okuduğum nadir kitaplardandı.Okurken yüreğimin sıkıştığı,içimin parçalandığı doğrudur.Akıl hastanesinde insanlara yapılan tedavi adı altındaki işkenceleri okumak berbattı.Ailelerin yada eşlerin bir lafıyla herhangi bir sebeple insanları kolayca akıl hastanelerine kapatılabilmeleri korkuç!Ve bunun gerçek olduğunu okumaksa tüyler ürpertici."Bu nasıl anne babalıktır! 😡 Bu nasıl doktorluktur!" demeden edemiyor insan.Kitabın etkisinden uzun süre kurtulamayacağım kesin 🙁Özellikle kitabın sonundaki yazarın röportajı beni iyice sarstı.
Kitaptan alıntılar;
🔸İnsanlar çocuklarının hayatını mahvedecekse onları doğurmasalar daha iyi değil miydi?
🔸Dostuna yakın ol ama düşmanına daha yakın ol!
🔸Akıl hastanesiyle hapishane arasındaki tek fark gözetleme kulesiyle metal çitlerin üstünde kıvrılan dikenli tellerdi. 


Kitap Tanıtımı

Beğendiğiniz Gönderileri Arkadaşlarınızla Paylaşınız

Kitaptan Bunlar

Bir Kitap Arıyorsun ve İçeriği güzel olsun diyorsan kitaplardan alınan kesitlerle hoşuna giden kitabı bulabilirsin. Destekleriniz İçin Teşekkürler.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.